Kaybedeceğimiz Bir Şey Kalmamıştı
Eminim herkes benim gibi ilk olarak 10 hafta galibiyeti olmayan, en çok gol yiyen Kocaelispor un, son üç maçta nasıl değiştiğini merak ediyordur. Kocaelispor artık gol yemiyor, atıyor, kazanıyor. Kazanmayı istiyor. Bu değişimin sırrı nedir?
Aslında 3-4 hafta önce de takımda herkes kazanmak istiyordu. Ama bu görülmüyordu. Bu sezon yeni bir ekip kuruldu. Aramıza son gün katılan arkadaşlarımız oldu. Bu yüzden takımın oturması için zamana ihtiyaç vardı. Siz ne kadar isterseniz isteyin, bu 2 haftada olacak bir şey değildi. Bize bu dönemde sakatlar takımı, emekliler takımı diyenler oldu. Ama biz gerçekten çok iyi bir takım olduğumuzu biliyorduk. Şimdi o sözü söyleyenler, yanıldıklarını görüyorlardır. Tek eksiğimiz formsuzluğumuzdu. Ama maç kazanamadıkça, zihinsel olarak ta geriye gitmeye başlamıştık. Maç kazanamıyorsun; bunun verdiği bir stres var, mutlu değilsin, huzurlu değilsin. İdman yapıyorsun moralin bozuk. İşler iyice kötüleşmeye başlamıştı yani. Bu yüzden son 3-4 haftadır takımda konuşulan tek bir şey vardı: Kaybedeceğimiz hiçbir şey yok, kazanacağımız çok şey var. Her maçı böyle adlandırarak sahaya çıktık. Her maç öncesi soyunma odasında son söylenen söz bu oldu. Çünkü gerçekten de kaybedecek bir şeyimiz kalmamıştı. 10 hafta geçmişti ve ligin dibindeydik. Sadece 2 puanımız vardı. Ve ardından galibiyetler geldi. Bir de o başta bahsettiğim, aramıza yeni katılan arkadaşlarımızın takıma uyum sağlaması, formunu bulması bizi şahlandırdı diyebilirim.
Ligin İlk 10 Haftasında Gelen Tepkileri Özellikle Yeni Oyuncular Nasıl Karşıladı?
Herkes üzülüyordu tabii. Mesela içeride oynadığımız ve berabere biten bir Ankaragücü maçı var. Taraftarlarımızın, maçı izlemeye gelen insanların bize karşı biraz saldırgan tepkisi, bizleri üzdü tabiî ki. Sonuçta bu kötü gidişe de dur diyecek bizlerdik.
Küsen Oldu mu Peki?
Yok. Küsen olmadı. Gerçi küssen ne olacak? Sonuçta ilk yarıyı burada tamamlayacaksın. O yüzden ilk yarı bitene kadar herkes emeğini versin, elinden geleni yapsın, ondan sonra ne olacaksa olur düşüncesindeydik. İsteyen gider. Ya da gönderilir. Bunu bilen insanlarız. Ayrıca farklı bir şey yapsan, kendine yaparsın. Küssen; maddi-manevi her türlü zararın olur. Bizler bunun bilincinde, mantıklı insanlarız. Türkiyede profesyonellik yok ama bizler elimizden geldiğince bu anlamda profesyonel davranamaya çalıştık. O yüzden ne gerekiyorsa onu yaptık.
Kocaelispor ligin en rahat ve zengin ekibi değil sonuçta. Onca sıkıntı var. Sezon başlarken yönetim içinde bölünmeler yaşandı. Hoca değişti. Takımdan ayrılan futbolcular oldu. Maddi zorluklar yaşanıyor. Ama takım içindeki arkadaşlık hiç bozulmuyor. Geçen sezondan çok az isim şu an kadroda olmasına rağmen bu arkadaşlığın bu kadar iyi korunmasını neye bağlıyorsun?
Bunun sırrı, hepimizin iyi niyetli oluşu. Biz çalışıyoruz ve başarılı olmak için elimizden geleni yapıyoruz. İyi niyetli oyunculardan kurulu bir takımız. Baktığın zaman hakikaten sorunlarımız var. Bunlar üzücü tabiî ki. Ama bu sorunlar hemen her kulüpte var. Hatta bizden kötü takımlar olduğunu da düşünüyorum. Ayrıca işler eskisi gibi amatörce yapılmıyor. Sezon başında alacağın parayı garanti altına alıyorsun. Belki futbolcuların sabrı da bundandır.
Hoca değişikliği oldu. Takımın başına Yılmaz Vural geldi. Yılmaz Hocanın da mutlaka bu çıkışta etkisi var. Yılmaz Vural nasıl biri. Size yaklaşımı nasıl?
Ben Yılmaz Hocayla 2 sene önce Antalyasporda çalıştım. 1,5 sene birlikte olduk. Daha öncesinde Bursasporda yarım sezonluk bir birlikteliğimiz var. Bu yüzden Yılmaz Hocayı iyi tanıyorum. Futbolcuya karşı sevecendir. Yani hiçbir zaman art niyeti olmayan bir hocadır. Bana göre Kocaelispora gelecek en iyi teknik adamlardan biriydi. Ne onun bizimle, ne de bizim onunla bir sorunumuz veya şikayetimiz yok. Hocamızla iyi bir hava yakaladık. Takımın yükselişinde hereksin katkısı var. Hocamızın da tabii ki katkısı var. Hatta bizim personelin bile bunda katkısı var diyebilirim.Kaptanlığı Bıraktım ama Yine Onların Ağabeyiyim...
Kocaelisporlu taraftarlar seni çok seviyor. Seni son yıllarda Kocaelispora gelmiş en değerli isim olarak görüyor. Doğal olarak bu yüzden de seni kaptan olarak görmek istiyorlar. Ama sen sezon başında bir karar aldın ve bu görevi bıraktın. Kaptanlığı neden bıraktın?
O zaman da açıklamıştım. Kendimi tam anlamıyla işime vermek için kaptanlığı bıraktım. Şimdi arkadaşlarımdan duyuyorum, sanırım taraftarlarımız bir anket yapmış. Beni yeniden kaptanlığa istiyorlarmış. Buradan tekrar ediyorum. Artık ben bıraktım. Bunun geri dönüşü yok. Bu işi yapan Serdar arkadaşımız var. Bülent var. Kaleci Serdar var. Onlar en iyi şekilde bu görevi yapıyorlar zaten. Aslında benim kaptan olup, olmamam da çok önemli değil. Önemli olan Kocaelisporun başarısıdır.
Taraftarlara gelince Ben de onları çok seviyorum. Sevilmek gerçekten çok güzel bir şey. Yani bu anlatılmaz, yaşanır. Yaşamak lazım. Onları bir kez daha çok sevdiğimi tekrarlıyorum. Kaptanlığı kendi isteğimle bıraktığımı, bunu işime tam anlamıyla yoğunlaşmak için yaptığımı bilmelerini istiyorum.
Kaptanlık işi bu kadar zor mudur? Ağırdır, sorumluluğu vardır. Ama seni işinden alıkoyacak kadar etkiler mi?
Zor tabi ama şu da var. Kaptanlığı bıraktım ama yine ağabeylik yapmaya devam ediyorum. Takımda genç arkadaşlarımız var. Onların bir sorunu olduğunda veya bize ilettiğinde yardımcı olmaya çalışıyorum. Kaptanlara iletiyorum, sorunları çözmeleri için yardımcı oluyorum. Kaptanlığı bıraktım ama yine onların ağabeyiyim. Yine elimden geldiği kadar onlar için her şeyi yapmaya hazırım.
Biz oradan kaçtık, sen niye gittin dediler
Kocaelisporda 3ncü sezonun ve burada en kötü günleri de gördün; şampiyonluk sevincini de yaşadın. Yani kısa da olsa pek çok şeye şahit oldun. Kocaelispordaki günlerini kısaca özetlersen neler anlatırsın?
Öncelikle Kocaelisporla buluşmam olaylı başladı diyebilirim. Kocaelispora gelmemin en büyük nedeni, buranın büyük bir camia olmasıydı. Ama bu tercihi yapmamı kabullenemeyenler olmuştu. Kocaelisporu tercih ettiğim için menajerimi dövmeye kalkanlar oldu. Bu yüzden beni Kocaelispora kazandıran Mustafa Ekşi ve İlter Kasapa buradan bir kez daha teşekkür ediyorum. Gelişim olaylı olmuştu ama sorunlar sadece bu değildi. İlk yılımda sıkıntılı bir dönem yaşadık. Takımda çoğu arkadaşımın sorunları vardı. Ligin ikinci yarısına başlarken hedef ilk 6ya girmekti ama iyi başlayamamıştık. Bir anda alt sıralara doğru düşmeye başladık. Taraftarlarımızı da, bizi de korku sarmaya başlamıştı. Mutlaka maç kazanmamız gerekiyordu. Ve Elazığ deplasmanından aldığımız üç puan bize o dönem rahat nefes aldırdı. O sezonu o şekilde, alt sıralarda ama düşmeden bitirdik. Dediğim gibi sıkıntılı bir dönemdi. Maddi sorunlar vardı. Sezon sonuna kadar inanın hiç kimse, beş kuruş almadan top oynadı. Arkadaşlık bu kadar iyi miydi diye sorarsanız; değildi tabii. Hem geçen seneki, hem bu seneki arkadaşlık yoktu. Başarısızlığın sebebi belki de buydu. O sene ilk yarıda ben gelmeden önce kulübü federasyona verip giden arkadaşlar olmuştu. O arkadaşlar beni aradı, Biz oradan kaçtık, sen niye oraya gittin diye sordular. Ben de, -Kocaelispor büyük bir camia. Başka takımları seçeceğime burayı seçtim dedim. Ve haklı olduğumu şimdi onlar da söylüyorlar. Onlar zamanında öyle bir karar verdikleri için üzüntü duyuyorlardır eminim. Çünkü gittikleri yerde dikiş tutturamadılar diyebilirim. Sonuçta o sezonu öyle kötü biçimde bitirmiş olduk.
Daha sonra Serhan Gürkan başkan olduğu zaman, sözleşmemdeki para yüksek diye ayrılmam söz konusuydu. Ama başkanımız o zaman bana bekle, bu konuyu çözeriz demişti. Ben de bekledim. Ve sonunda sorun yaşamadan yola devam ettik. Ve sonra Kocaelisporu beş yıl sonra takım olarak şampiyon yaptık.
Kocaelispor Sende Nasıl Bir İz Bırakacak?
Sonuçta burada çok güzel günler geçirdim. Belki geldiğim ilk sezon takım olarak çok iyi değildik ama daha sonra şampiyonluk yaşadık. Beş yıl sonra Kocaelisporu takım olarak şampiyon yaptık. Ben gol kralı oldum. Tarihe isimlerimiz yazıldı. Bu yüzden Kocaelisporun bende anısı, her takımdan daha çok olacaktır. Kocaeli benim için ayrı bir şehir aslında! Pek çok takımda oynadım, Antalyada 3-3,5 sene kaldım. Burada daha 2 senemi dolduruyorum. Ama hiçbir yeri bu kadar çok sevmedim diyebilirim. O yüzden Kocaelinin yeri benim için ayrı.
O zaman hemen şunu sorabilirim. Planların arasında Kocaelide temelli kalmak var mı?
Valla şu an onları düşünmedim ama neden olmasın? Çünkü dediğim gibi çok güzel günlerim geçti burada ve bu devam ediyor. Kocaeli güzel bir kent. Dediğim gibi hiçbir yeri bu kadar çok sevmedim. Bu kentte temelli kalabilirim. Ama şu an onun kararını vermedim.
Yerinde bırakmak istiyorum
Futbolcu olarak Taner Güllerinin hedefleri neler?
Hedef derken, yaşım 32 (Gülüyor). Yani isterdim ki, önümde daha seneler olmuş olsa, mesela 5-6 sene gibi. O zaman daha fazla hedef belirleyebilirdim belki ama yaş olmuş 32. Şimdi 2-3 sene sonra insanlar konuşmaya başlayacak, Taner yaşlandı. Olmuyor artık bıraksın diyecekler. Bu yüzden önce hedefim bu sezon için Kocaelisporda başarılı olup, yine gol kralı olmak. Geçen sezon oldu, bu sezon da neden olmasın diye düşünüyorum? Şu ana kadar 5 gol attım. Gerçi kaçırdıklarımı atsaydım bu hedefe şimdi çok yaklaşmış olurdum. (Gülüyor) Ama gol krallığında iddialıyım. Genel anlamda ise dediğim gibi bu kenti çok seviyorum. Eğer uygun görülürse, burada kalmam istenirse futbolu Kocaelisporda bırakmayı her zaman isterim.
Dediğin gibi yaşlandı baskısı Hakan Şüküre de yapıldı mesela ve futbolu bırakmak zorunda kaldı. Şimdi yorumculuk yapıyor. Ama sanki bıraksalar hala futbol oynarım der gibi bir hali de var. Sana böyle bir eleştiri gelmezse, daha ne kadar oynamak istersin?
Şimdi şöyle bir gerçek var. 35 yaşından sonra millet konuşmaya başlar. Bu koskoca Hakan Şükür için bile söylendi. 17-18 yıl profesyonel futbol oynamış, elde etmediği başarı kalmamış. Ama çıkıp yine bunlar söylendi. Onun için bu Hakan Şüküre bile söylendiyse, ona bile sallanıyorsa, yaşlandı deniliyorsa, bana ondan 2-3 sene önce başlayacaklardır demektir. Bir de güzel yerde bitirmek de önemli. Yani oynayıp, alt liglere gidip orada bırakmanın bir anlamı olmayacağını düşünüyorum. Güzel yerde ve güzel zamanda bırakmak daha anlamlı olacaktır diye düşünüyorum. O yüzden en fazla 2-3 sene daha oynayıp, benim için en iyi noktada bırakmak isterim.
Kocaelisporun son üç maçta bir çıkışı var. Ama hala dipteyiz. Yani her şey bitmiş değil. Bundan sonra da bu çıkışın sürmesi sence nelere bağlı?
Bu sezon için artık hata yapılmaması gerektiğini düşünüyorum. Hata yapmadan devam etmeliyiz. Çünkü durumumuz itibariyle buna mecburuz. Üç hafta öncesine kadar iki puandaydık ve şimdi 9 puandayız. Yukarıyı yakaladık. Bundan sonra; ne futbolcunun, ne hocanın, ne yönetimin en ufak hata yapmaması lazım. Bu Kocaelispora büyük zarar verir. O yüzden herkes sezon sonuna kadar kendine çeki düzen verip, Kocaelispor için elinden ne geliyorsa onu yapmalıdır. Taraftar, yönetim, futbolcu, çalışan personel, kısacası bu camianın içinde kim varsa hepsi bundan sonrası için çok dikkatli olmalıdır. Bu sezonu kurtardığımız takdirde önümüzdeki sezon çok daha başarılı bir Kocaelispor ortaya çıkacağından eminim. Bir Sivas, bir Kayserinin çıkışını yapabiliriz.
Süper Lig daha kolay
Seninle geçen sezon da bir söyleşi yapmıştık. Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe gibi takımları çıkardığında Süper Ligin, Bank Asya Liginden çok da farklı olmadığını söylemiştin. 13 haftayı geride bıraktık. Bu düşüncende değişen bir şey oldu mu?
Düşüncem değişmedi. Belki bunlara Sivasspor ve Kayserisporu da ekleyebilirim. Hatta diğer takımlar iyi yabancı alırlarsa, bu takımlara eş değer olabilir. Ama maalesef bizde de bu konuda sorunlar oldu. Gelen yabancılar parasını alıp yatmayı düşünüyor. Ya da kurnazlık yapmayı düşünüyorlar. O yüzden iyi yabancı bulmak lazım. Bence 6-7 değil de, 3 tane al. 6sına vereceğin parayı 3üne ver. Yani sıradan bir futbolcu alacağına, iyi yabancı al. Daha mantıklı. Hem ligde kalite artsın, hem de takıma faydası olsun. Bu sadece bizde değil, diğer takımlarda da aynı. Onlarda da kaçanlar oldu. Parasını alıyorlar. Bir taksitini ödemediğin zaman kaçıp gidiyorlar. Ben bunu sezon başında bir röportajda söylemiştim. Bu konuda dikkatli olunması gerektiğini ifade etmiştim. Demek ki Allah söyletmiş. Dediklerim çıkıyor.
Senin açından bir fark var mı peki? Yani Bank Asyada gol atmakla, Süper Ligde gol atmak arasında?
Süper Ligde oynamak daha kolay diyebilirim. Tutturduğun zaman gidiyor yani. Benim için, Süper Ligde oynayamaz, gönderilsin diyenler oldu. Sanırım onlara cevabı verdim. Burada her şey biraz daha profesyonelce. Aşağıda mücadele daha çetindi.
Sende bir özellik var. Topu ayağına aldığında, rakip tanımıyor, kaleye kadar gidiyorsun. Bu sezon bu konuda zorlandığın maçlar oldu mu? Bunun için özel bir çalışma yapıyor musun?
Özel bir çalışma yapmıyorum. Bu yetenek. Benim de özelliğim bu. Fiziğime bakıp, ağır kalacağımı düşünüyorlar. Ama kısa mesafe, uzun mesafe fark etmez. Topu ayağıma aldığımda giderim. Zorlandığım maç olmadı. Hatta Beşiktaş, Galatasaray ve Fenerbahçe maçlarında daha rahat oynadım diyebilirim.
Avusturya maçında davet bekledim
Ulusal medyada artık senin keşfedilmemiş bir yetenek olduğun konuşuluyor. Bunları duyunca neler hissediyorsun?
Valla ben hiçbirine rast gelmiyorum. Televizyon izliyorum ama denk gelmiyor. Ama duyuyorum. Arkadaşlarım arayıp söylüyor. Çok güzel bir şey tabiî ki. Ben de onlara katılıyorum. Geçmişte bu başarıları yakalayabilirdim. Bende de suç var. Belki karşımdaki insanlarda da suç vardı ama ben suçu üzerime alıyorum... Bunlar bana gurur veriyor, onurlandırıyor. Başkalarının beni telefonla arayıp, bunu söylemesi gurur verici. Bunları 32 yaşında yaşıyor olmam belki biraz burukluk yaratıyor. Ama önemli değil. Bir de beni üzen tek bir şey var. 14 yıldır profesyonel futbol oynuyorum, bir kere Milli Takımda top oynamadım. Bir tek üzüntüm o. Hatta geçenlerde Avusturya ile oynanan özel maçta davet gelir diye bekledim. Alınmayacağımı biliyordum ama yine de bir umut deyip heyecanla bekledim.
Hala bu konuda umudun var mı?
Var tabi, neden olmasın? Belki yaşım itibariyle olmuyor ama yine de belki olur diye umut ediyorum.
Bugün yetenekleri erken keşfedilen isimler futbol yaşamını yurt dışında sürdürüyor.
Senin de elinde böyle bir fırsat olsa nereye giderdin?
İngiltere Ligine gitmek isterdim. Çünkü İngiliz futbolunu seviyorum. İngilterede herhangi bir takım olabilirdi.
Bu soruyu yurt içinde hangi takım olurdu diye sorsam? Yani daha erken keşfedilsen, ne olurdu?
Türkiyede oynayacağın en yüksek yer Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş diye bakılır. Ama açık söylüyorum, bu takımlara karşı küçükten beslediğim, içimde kalmış bir sevgi yok. O yüzden şu an bir tercih yapamıyorum. Ama ailemde Galatasaraylı çok olduğu için herhalde Galatasaraya giderdim diye düşünüyorum. Ama dediğim gibi içimde öyle bir uhde yok. Zaten 3-5 sene önce bu başarıları yakalamış olsaydım her şey kendiliğinden gelecekti. Şu an neden olmadı diye de ağlayıp, sızlamıyorum. Pişmanlık duymuyorum. Kısmet diyorum. Buna da şükür. Ben Türkiyenin en iyi takımlarında oynadım ve şu anda da o takımda oynuyorum.
Bu benim hep önüme çıkan bir soru aslında.Hangi takımı tutuyorsun? diye sorarlar. Ben her zaman Kocaelisporluyum derim. Daha önce, ekmeğini yediğim için, oynadığım takımların isimlerini verirdim. Ama artık başka takıma da gitsem Kocaelisporluyum diyeceğim. Çünkü gerçekten Kocaelisporu seviyorum. Kendimi taraftarı gibi hissediyorum.
Yeniden bugüne dönersek. Önümüzde Trabzon maçı var. Bu maçla ilgili neler söyleyeceksin?
İyi bir seri yakaladık. Üç haftada 7 puan topladık. Bu hafta da Trabzona karşı kazandığımız takdirde artık Kocaelispor için kötü günler geride kalmış olacak. Biz kazanmak için gidiyoruz. Bir tek Trabzona değil, Beşiktaşa giderken de kazanmak istiyorduk, Fenerbahçe ile oynarken de tek düşüncemiz kazanmaktı. Bu seriyi devam ettirmek istiyoruz. Siz de göreceksiniz oradan puan ya da puanlarla döneceğiz. Bundan eminiz. İddialıyız. Çünkü bir hava yakaladık. Bunun devamı için mutlaka beraberlik veya galibiyetle dönmemiz gerekir. Ondan sonra ilk yarıda 2 maçımız kalacak. O iki maçı da kazanıp, devreyi tamamlamak istiyoruz. Kocaelispor adının alt sıralarda duyulmasını artık istemiyoruz. Devrede de hocamız ve yönetimimiz uygun olan şeyleri yapacaktır. Bizler de bundan sonra çalışmalarımızı disiplinli bir şekilde devam ettirip, her maça kazanmak için çıkacağız. Trabzonspor da bunlardan biri.
Son olarak senin eklemek istediğin bir mesajın var mı?
Kocaelisporda olmaktan ve Kocaelisporlu olmaktan son derece mutlu ve gururluyum. Taraftarlarımızın kötü günde de bizi desteklemesini istiyorum. Gerçek taraftar kötü günde belli olur diye düşünüyorum. Bir de tüm takım adına şunu söylüyorum. Bundan 3-4 hafta öncesinde kötü giderken bize sallayanlar, arkamızdan kötü laflar edenler oldu. Şimdi onlar da bizi alkışlıyor. O yüzden bu tür şeylere gerek olmadığını düşünüyorum. Bize her zaman destek olsunlar. Biz bu işten ekmek yiyoruz. Bu işin kötü gitmesini istemeyenlerin en başında biz geliriz. Çünkü biz bu iş için emek harcıyor, emeğimizin karşılığını alıyoruz. Açıkçası bu işten para kazanıyoruz. Baktığımız insanlar, sorumlu olduğumuz insanlar var. Onlara iyi bir yaşam sunmak için para kazanmamız gerekiyor. Kaybettiğimiz zaman maddi olarak da kaybımız oluyor. Yani kısacası kötü olmasını istemeyecek ilk insanlar bizleriz. Zannedilmesin ki, kaybedince gülüyor, eğleniyor, geziyoruz. Mağlup olunca bazen evden çıkmıyoruz. Evimizde mutluluğumuz olmuyor. Dışarı çıkıp antrenmana veya bir başka yere gittiğimizde moralimiz bozluyor. Yani bu hayatımıza direkt yansıyor. O yüzden bunları böyle düşünüp kötü günde de bize sahip çıksınlar.
Röportaj: İbrahim GÜRSEL
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder